Benim Hikayem Esin
İlk kanserle tanışması 26 yaşında tiroit kanseriyle olan Esin, kanseri yendi ve ikinci defa meme kan...
Merhaba ben Nükhet.2017 yılında mememdeki kitleyi ilk keşfettiğimde 32 yaşında, doktora derecesini tamamlamış ve akademik yükseltmesini bekleyen başarılı bir akademisyen olarak hayatımı sürdürüyordum. Kitle sağ mememde 1,5 cm büyüklüğünde hareketli bir yapıya sahipti. Burada önemli olan nokta kitlenin hareketli olması… O dönemde işlerim çok yoğun olduğundan doktora gitmeyi erteledim. Kitleyi fark ettikten bir ay sonra hastanede genel cerrahi uzmanlığını yapan bir doktor tarafından muayene edildim ve kitlenin hareketli olması, sınırlarının belirgin şekilde elde edilir olması, ailede meme kanseri öyküsü olmaması nedenleriyle herhangi bir görüntülenmeye gerek görmeden 'fibrokist' tanısı ve bir yıl sonrasında ultrason görüntülenme (USG) randevusuyla hastaneden çıkış yaptım.
Ben kendime kanseri hiç kondurmadım. Bu yüzden de doktorun hemen/acil bir görüntüleme işlemi yapmamış olması beni hiç endişelendirmedi. Aksine "nasıl olsa ailede de yok, ben zaten nasıl kanser olurum ki?" düşüncesinde olduğum için hiç itiraz etmeden klinikten ayrıldım.
Bir yıl sonraki büyük USG randevusunu unuttum ve gitmedim. Ardından ilerleyen aylarda regl dönemlerinde sağ memede soldan daha fazla ağrı olması, meme başında kaşıntı ve çekilme olması nedeniyle gidip bir özel hastanede meme USG çektirdim. Bu USG kitle görüldü biyopsiyle kontrol edilmesi önerildi. Biyopsi için randevu oluşturup yine "nasıl olsa ailede yok, ben zaten nasıl kanser olurum ki?" düşünceleriyle biyopsi randevusuna gitmedim. Bu sırada memedeki şekil bozukluğunu ve meme başındaki kaşıntı yoğun spor yaptığım ve dar sporcu sütyenleri kullanmamla ilişkilendirdim. Bu dönemde yine yoğun spor yaptığım için sigarayı bıraktım, kendime sağlıklı beslenme programı oluşturup uygulamaya başladım. Ama meme başındaki kaşıntı artmaya, memedeki şekil bozukluğu ilerlemeye devam etti. Aynı zamanda üniversitede birlikte çalıştığım arkadaşımın benden 1-2 yaş büyük uzak akrabasının meme kanseri olduğunu ve bu durumu memede gamzelenmeyle fark ettiğini öyle günlük bir sohbet sırasında öğrendim.
Kendi mememde meydana gelen değişikliklerden bahsettiğimde acilen doktora gitmem gerektiği konusunda beni uyardı ve kendisinin yılda bir gittiği genel cerrahından randevu oluşturdu. Ardından tesadüf eseri tanıştığım doktor bir arkadaşımla konuştum, o da acilen güvendiği bir genel cerrahtan randevu aldı.
Pazartesi günü (25.03.2019) önce muayene oldum ardından genel cerrahım bana radyolojideki doktora vermem için bir kâğıt yazıp beni radyolojiye yönlendirdi. USG, ardından mamografi ve son olarak da aynı gün ilaçlı meme manyetik rezonans (MR,emar) görüntülemeye girdim. Salı günü (26.03.2019) biyopsi alınması için tekrar hastaneye gittim, USG eşliğinde true-cut biyopsi alındı ve preparat ben USG odasındayken incelendi. Bu sırada yanımda olan arkadaşlarıma patoloji sonucu olarak kanser tanısı olduğunu söylenmiş ancak bana bir şey söylenmemişti. Çarşamba günü patoloji sonuçları genel cerrahıma iletildi ve doktorum bana perşembe gününe randevu verdi. Perşembe günü (28.03.2019) hastaneye gittik. Doktorum bana mastektomi olmam gerektiğini ve operasyonun nasıl yapacağını anlattı. Meme başıyla mememin tamamen alınacağını, sentinal lenfin frozen olarak patolojiye gönderileceği, koltuk altı lenflerin operasyonda boyanarak inceleceği, sentinal lenf sonucunun metastatik olarak gelmesi durumunda koltuk altı lenflerinde alınacağı, yara izinin nasıl olacağı ve operasyona plastik cerrah ile girip meme onarımı işleminin de başlatılacağından bahsetti.
Ben bu sırada hala kanser olduğundan habersiz, "Neden memeni alıyorlar ki? Ne varmış bu kadar mememi alacak kadar ciddi?" şeklinde düşüncelerdeydim ve 15 dakikalık doktorun monoğlundan sonra "Peki hocam, alın memeyi umurumda değil, isterseniz sol memeyi de alın, ama ben mi kaçırdım? Tanı ne? Neden alıyorsunuz meme mi? diye sordum, hayatımı değiştiren ve "Kucağıma bir saatli bomba bırakıldı" şeklinde tanımlayabildiğim o korkunç tanıyı öğrendim: İnvaziv Duktal Karsinom
Kendim de veteriner hekim olduğum ve bu eğitimim sırasında öğrenmiş olduğum üzere, karsinom kanser demekti. “Ben kanser miymişim?” deyip nefesimi tuttum ve gözlerimi bir noktaya sabitledim. O andan sonra derin nefes almak çok zor oldu. Ardından arkadaşlarım gerekli soruları doktora sordular. Ben hala tanınan şokundayken doktorun yanından ayrıldık…
Bu noktada doktora güven çok önemli. Sizi anlayabildiğine ve sizi bu amansız dertten kurtaracağına inandığınız bir doktor olması çok önemli. Ben tüm doktorlarıma çok güvendim, dediklerini harfiyen uyguladım.)
Meme kanseri tanısına karşı ilk reaksiyon şok, korku ya da inanmama olarak gerçekleşmektedir. Geleceğiniz hakkında karamsarlaşabilir ya da planlarınız varsa bunları gerçekleştirecek kadar yaşayıp yaşayamayacağınızı düşünebilirsiniz. Kanser olmak kötü, ama kanserler içinde meme kanseri olmak en sık görülen kanser tiplerinden biri olması, tedavisinin mümkün olması gibi nedenlerden kötünün iyisi olarak değerlendirilebilir ve çoğu kadında ölüm sebebi olmamaktadır.